İngiltere’de AB’ye dönmek isteyenlerin oranı artıyor
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasından (Brexit) bu yana geçen dört yılda İngiltere’de en büyük etki ekonomik alanda görülürken, anketlere göre AB’ye dönüşten yana olanların oranı da artıyor.
Brexit kararının alınmasından bu yana yaşananlar ve bunun İngiltere üzerindeki etkisi hakkında raporlar derledi.
1990’lı yıllardan bu yana Brexit konusunda marjinal görüşler dile getirilse de, 2008 küresel ekonomik kriziyle birlikte AB’den ayrılma fikri daha da güçlendi.
British Influence adlı düşünce kuruluşunun eski liderlerinden Peter Wilding’in 2012 yılında yayınladığı bir makale bu fikrin adını taşıyordu. Brexit kelimesinin ilk kez geçtiği makalenin yazarı Wilding, İngiltere’nin AB’de lider olmaması durumunda Brexit’in kaçınılmaz hale geleceğini belirtti.
Wilding’in İngiltere’yi AB bürokrasisinden kurtarma ve kontrolü yeniden ele geçirme yönündeki açıklamalarının geniş çapta desteklendiği bir dönemde, Nigel Farage’ın AB’den ayrılmayı savunan Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) de oylarını artırarak siyasette önemli bir konuma yükseldi.
Tabanını UKIP’e kaptırmak istemeyen dönemin Muhafazakar Parti Başbakanı David Cameron’un Brexit konusunda referandum yapacağına dair söz vermesi üzerine 23 Haziran 2016 referandum günü olarak belirlendi.
Birleşik Krallık halkı yüzde 52 ile Brexit’e oy verdi ancak Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması 4 yıl sürdü. Bu dönemde İngiltere’de 3 erken seçim yapıldı ve 3 başbakan değiştirildi.
Brexit sürecinin 3. Başbakanı Boris Johnson, Aralık 2019’da yapılan erken seçimlerde tek başına iktidara geldi ve ardından Ocak 2020’de Avam Kamarası, Lordlar Kamarası ve Kraliçe Elizabeth’ten Brexit anlaşması için onay aldı. AB.
Anlaşma 31 Ocak 2020’de yürürlüğe girdi. Bu tarihten sonra İngiltere’nin AB üyesi olduğu ancak karar alma süreçlerinde yer alamadığı 11 aylık geçiş dönemi başladı ve çekilme süreci sona erdi. 31 Aralık 2020’de tamamlandı.
Brexit gıda enflasyonunun üçte bir oranında nedeni
İngiltere’nin AB’den ayrılmasının en büyük etkisi ekonomik alanda görüldü. “Değişen Avrupa’da Birleşik Krallık” adlı düşünce kuruluşunun yayınladığı raporda, Brexit olmasaydı İngiltere’deki yatırımların bugüne göre yüzde 25 daha fazla olacağı tahmin ediliyordu.
İngiltere’de Brexit öncesine göre 330 bin daha az iş olduğunu da açıklayan kuruluşa göre, finans sektöründe 7 bin iş kaybı yaşandı.
London School of Economics and Political Sciences (LSE) yaptığı araştırmada, 2019-2023 gıda enflasyonunun üçte birinin Brexit’ten kaynaklandığını ortaya çıkardı. Raporda ayrıca Brexit’in market alışverişlerine etkisinin 7 milyar lira (yaklaşık 270 milyar lira) olduğu bilgisine de yer verildi.
İngiltere merkezli Ulusal Ekonomik ve Sosyal Araştırma Enstitüsü’nün Kasım 2023’te açıkladığı tahminlere göre İngiltere’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası Brexit’in ardından yüzde 2 ila 3 oranında düştü. Enstitü ayrıca bunun kişi başı yaklaşık 850 lira (yaklaşık 32 bin lira) kayıp anlamına geldiğini açıkladı.
Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık’ın AB sınır komşusu İrlanda Cumhuriyeti ile ticari bağlarını düzenlemek amacıyla uygulamaya konuldu. Bu kapsamda İngiltere’nin diğer bölgelerinden Kuzey İrlanda’ya gidecek işlerde yeşil şerit, oradan AB ülkelerine gidebilecek işlerde ise kırmızı şerit bulunmasına karar verildi.
Böylece İrlanda Denizi’ndeki gümrük kontrolleri kaldırıldı.
AB’ye yeniden girmek isteyenlerin oranı arttı
İngiltere merkezli araştırma şirketi YouGov’un Ocak 2023’te yaptığı araştırmaya göre katılımcıların yüzde 54’ü Brexit’in yanlış bir karar olduğunu belirtirken, kararın doğru olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 35’te kaldı. Katılımcıların yüzde 58’i AB’ye yeniden katılmayı destekliyor.
Deltapoll araştırma şirketinin 19-22 Ocak 2024’te gerçekleştirdiği araştırmaya göre katılımcıların yüzde 47’si AB’ye dönüşü desteklerken, yüzde 37’si ise desteklemediğini belirtti.
Araştırma şirketi Savanta’nın Eylül 2023’te yaptığı ankette 18-25 yaş arası nüfusun yüzde 66’sı AB’ye dönüşten yana.
Ülkede 2020-2024 döneminde yapılan 169 anketin sadece 21’inde AB dışında kalmayı destekleyenler önde olurken, üç ankette geri dönmeyi destekleyenlerle AB dışında kalmayı destekleyenlerin oranı eşit çıktı .
İskoçya’nın bağımsızlığı ve AB üyeliği
İskoçya ve Kuzey İrlanda, Brexit referandumunda “hayır” oyu vermesine rağmen nüfuslarının düşük olması nedeniyle seçim sonuçlarını etkileyemedi. Özellikle İskoçya, AB’de kalmanın kendileri için daha iyi olacağı görüşünü sık sık dile getiriyor ve bu da bağımsızlık nedeni.
Yüzde 62 oyla AB’de kalma yönünde oy kullanan İskoçya, Brexit’in İskoçya’nın milli gelirinde 3 milyar sterlinlik bir kayba yol açtığını savunuyor. İskoç hükümetinin internet sitesinde yer alan bilgiye göre, ülkede ticaret yapan şirketlerin yüzde 44’ü Brexit nedeniyle ihracatta sıkıntı yaşıyor.
Bağımsız bir İskoçya’nın AB’ye katılması gerektiğini savunan İskoç hükümeti, enerji güvenliğini sağlayacak yer altı kaynakları ve gelişmiş araştırma altyapısıyla Avrupa’ya katkı sağlayacağını iddia ediyor.
AB’nin seyahat özgürlüğü, öğrenci ve akademik değişim programları, kolluk kuvvetleri ve savunma kuruluşlarının yanı sıra yargı kurumlarıyla İskoçya’ya değerli katkılar sağlayacağı söyleniyor.
İskoç hükümetinden yapılan açıklamaya göre, ülkede yüzde 62 “hayır” oyuna karşılık yüzde 38 “evet” oyu kullanılan Brexit referandumunda 24 puanlık fark, 2022 anketinde yüzde 40’a yükseldi.